Film romantik komedi ama fabrika usulu, sabun köpüğü bir Amerikan tarzı muamelesi görmemeli. Bu film bence Bayılırım Belaya tarzında (eyvah bu da Amerikan filmi ama hissiyat için diyorum) defalarca izlenebilecek bir film.
Film 30lu yaşlarında Woody Hallen hayranı güzel ve entellektüel Alice'in ve ailesi çevresinde gelişen romantik ve komik olayları anlatıyor. Yani romantik komedi işte. Fakat bu film 20-40 yaş arası bir çok benzer durumdaki bayanın ah ne güzel diye iç geçireceği, farklı farklı anlarında özendiği bir film olmayı sanki garanti ediyor.
Alice'in Paris'teki harika evi, süper Paris sokakları, kendine ait sevdiği ve özgür şekilde çalıştığı işi, çevresindeki yakışıklılar, anlayışlı ve enteresan ailesi... Herhalde herkes imrenecek bir nokta yakalayabilir.
Benim film sonrası antipati ile baktığım Woody Allen'a bir merakım kabardı (bu antipati sanki cahiliye dönemimdeki önyargı ya neyse). Bir de son zamanlarda okuduğum sinema ile ilgili kitaplardaki kafa karışıklığı (ne kadar çok iş varmış bir filmi çekmek için, ne kadar detay, bence film okulu mühendislikten zor olabilir!) ile filme bir bakış attım ve bu fılmde şunların çok çarpıcı olduğunu gördüm:
Mekan Paris, harika bir seçim; seçilen karakterler az abartılı (filmlerde genelde çok güzel, anlayışlı, hatasız insanlar kullanımı nispeten az, sonuçta film olduğu için var bir miktar mükemmeliyete yakınlık), karakterler sempatik ve ilgi çekici; güzel kız, karizmatik oğlan, garip ve sevimli aile fertleri; sonuç gülümseme ile izlenen, aralarda iç çekilen keyifli bir film.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder